Orta yaşlı bir Yunan göçmen, yanında Amerika doğumlu oğluyla birlikte doğduğu köyü ziyaret eder. Büyük olan, yeryüzü cenneti olarak hatırladığı yerin artık ıssız bir çorak arazi gibi göründüğünü, bu yolculuğu gönülsüzce yapan oğul ise ata yurduna aşık olduğunu fark eder.