Yuko, Irak'ta yardım görevlisi olmak için gönüllü oldu ve orada rehin alındı. Serbest bırakıldığında Japonya'ya döndü, ancak altı ay evde kaldıktan sonra hala kendi vatandaşlarının tacizine maruz kalıyor. Bir iş arkadaşı internette kendisini suçlayan birçok kızgın ilan bulur ve bunları sesli bir şekilde yayar ve patronunun gitmesine izin vermesine neden olur. Oda hizmetçisi olarak çalıştığı oteldeki atmosferin bunun sonucunda olumsuz yönde değiştiğini söyler. Babası ve üvey annesiyle birlikte yaşadığı evde, Japonya için bir utanç ve yüzkarası olduğu söylenerek ona her gün birkaç isimsiz telefon yapılıyor. Hatta yerel bir marketten çorba alıp akşam yemeğini mahvettikten sonra sokakta yabancılar tarafından taciz ediliyor. Erkek arkadaşı, yabancı bir ülkede gönüllü olarak davranışlarını bencilce, Japonya'da kalması ve sadece kendi topluluğuna yardım etmesi gerektiğini söyleyerek onu terk ediyor. Yuko'nun babası onun Ortadoğu'ya gitme kararını destekledi ve Yuko döndükten sonra onun eylemlerini savunuyor, ancak şirketi de kızının eylemleri yüzünden tehdit telefonları alıyor. Babasını kaybettiğinde, hayatının bir anlam ifade ettiğini hissettiği tek yere, çocukların onu sıcak bir şekilde karşıladığı ve onlara Japon maması verdiği yere geri dönmenin hayalini kurar. Japonya'da kalmanın, hayatta kalabilmek için etrafındakiler kadar soğumasına neden olabileceğini fark eder.