Forrest Bedford, 1950'lerin sonlarında, genellikle ayrıcalıklı hayatından memnun olan Güneyli bir avukattır. Ancak değişim rüzgarları esiyor ve giderek insan hakları davalarına müdahil oluyor. Bu arada çocuklarına değer veren Lilly Harper, kendi politik ve kişisel farkındalık yolculuğundadır.