İki kadın, Janis ve Ana, doğum yapacakları bir hastane odasında karşılaşırlar. İkisi de bekar ve tesadüfen hamile kalmış. Janis, orta yaşlı, pişman değil ve çok mutlu. Diğeri, bir ergen olan Ana, korkmuş, pişman olmuş ve travma geçirmiştir. Janis, hastane koridorlarında uyurgezerler gibi hareket ederken onu cesaretlendirmeye çalışır. Bu saatlerde paylaşacakları birkaç kelime, ikisi arasında tesadüfen gelişen, karmaşıklaşan ve hayatlarını belirleyici bir şekilde değiştiren çok yakın bir bağ oluşturacaktır.