Marc Maron, kendini değerlendirdiği samimi bir özel gösteri için eski tempolu sahalarına geri dönüyor. Maron, kendi nevrozlarını ve kendinden iğrenmesini incelerken, acının gerçek olmadığını, sadece "Düşünceli Ağrı" olduğunu fark etmeye başladığı kişisel hayatından çirkin anekdotlar sunarken her zamankinden daha fazla ham ve komik bir şekilde dürüst.