Kendinizi beş yıl sonra nerede görüyorsunuz? Bir iş görüşmesinde Mahmud'a standart bir soru sorulur, ancak bunun amacı hayatının amacı hakkında daha derin sorular sormaktır. Bilgisayarların artan kullanımı nedeniyle işi modası geçmiş bir matbaada eski bir el işçisi olan Mahmoud, hayatında dinozorların yok oluşuyla ilişki kurmaya başladığı bir noktadadır. Sahip olduğu fotokopi dükkanı, her zaman geciken emekli maaşı, kendisi gibi sıcakkanlı ve sevecen komşuları ve müşterileri etrafında dönen rutin bir hayat sürüyor. Mahmud'un mali güçlüklerine hiç acımayan ve geç kalan kirası konusunda sürekli dırdır eden açgözlü ev sahibi dışında hiçbir şey bu güzel tabloyu gölgeleyemez. Bu arada Mahmoud, komşusu dul Safeya'ya karşı gelişen duygularla boğuşur ve o da yalnızlıkla boğuşur. Onların tomurcuklanan romantizmi, ilerleyen yıllarından Safeya'nın oğlunun ilişkiyi onaylamamasına, Safeya'nın mastektomi geçirdikten sonra kadınlığına karşı kendi sorunlu duygularına kadar birçok barikata çarpar. Yok olmaya yaklaştıkça bu yalnız karakterlerin dünyasına giriyoruz. Ve onlarla birlikte, yok olmanın tehlikeleriyle tek başına yüzleşmenin mümkün olmadığını anlıyoruz; ama sadece insanlığımızı yok etmekle tehdit eden bu mecazi buzul çağı karşısında, insanlar kalsa bile, diğer insanlarla bağ kurarak.